Pasolig'e hayır!
Sağ tarafta çok iyiydi, övünmezdi ama biliyordu. Tazı
derlerdi ona. Takım ataktaydı sağda yerini almıştı yine her zamanki gibi.
Delicesine bir gayretle koşuyordu, koşmuyor adeta kaçıyordu. Kaçmıyor adeta
uçuyordu. İşte en iyi duran top kullanan oyuncusu serbest vuruş kullanıyor
takımın. Ne büyük şans. Gerildi, vurdu… Az farkla, kafası ellerinin arasında
onun da. Kendi kaçırmış gibi üzüldü.
Ne çok yoruldu bugün ama değiyor doğrusu, neredeyse öne geçecekler. Bir atak daha. Tecrübeli hücum oyuncusu direğe attı bu defa. Birazcık daha şansa ihtiyaç var diye düşündü. “Olsun!!” diye bağırdı, kendi coşkusunu yansıtmaya çalıştı. Tribünler de sanki bu günü beklemişlerdi. Bir saniye olsun oturmamışlardı. Gelecek zaferin şarkıları başlamıştı şimdiden. Buna bayılıyordu, yüzlerce insanın yürekten bağırışlarının titreşimini boğazında hissetmek çok güzeldi.
Ne çok yoruldu bugün ama değiyor doğrusu, neredeyse öne geçecekler. Bir atak daha. Tecrübeli hücum oyuncusu direğe attı bu defa. Birazcık daha şansa ihtiyaç var diye düşündü. “Olsun!!” diye bağırdı, kendi coşkusunu yansıtmaya çalıştı. Tribünler de sanki bu günü beklemişlerdi. Bir saniye olsun oturmamışlardı. Gelecek zaferin şarkıları başlamıştı şimdiden. Buna bayılıyordu, yüzlerce insanın yürekten bağırışlarının titreşimini boğazında hissetmek çok güzeldi.
Son bir atak daha. Maç bitti. Çok çalışmışlardı bugün. O da. Hak etmişlerdi galibiyeti, yüzünden
okunuyordu her bir taraftarın haksızlığa karşı öfkeleri.
Morali bozuktu. Taklit etti abilerinden birini, küçük
ayakkabılarını çıkarttı, boynuna astı. Tam dört tane pası vardı bugün. Hele
birinde kaptan göz bile kırpmıştı ona. Daha küçüktü ama heyecanı aşıyordu
stadyumu.
Yorumlar
Yorum Gönder