Kayıtlar

Ocak, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
 Hayatımdaki ilk karşıt görüşler bir şeyi istersem olup olmayacağına yönelikti. Ananem neriman bir şeyi çok istersem olacağını söylerken, babanem neriman bir şeyi çok istersem olmayacağını savunuyordu. Bana dua etmeyi, inanmayı öğretmiş bu iki insandan hangisine inanacağıma asla karar veremedim. Yaş oldu 25 ben hala bir şeyi isterken büyük bir ikilem içindeyim.   Buraya nereden mi geldim?   Kar yağsın istiyorum. O kar buz gibi düştükçe ısınacakmışım gibi geliyor. Çocukken görmek için bütün kış ettiğim dualar geliyor aklıma. İnsanın bakışları büyümüyor. Şimdi baksam beş yaşında ne göreceksem onu görücem biliyorum ve görürken o küçük kızın içine geri dönüyorum. Sonra tıpkı o küçük kız gibi kafam karışıyor, korkuyorum. Çok isteyince oluyor muydu? Olmuyor muydu yoksa?  Neyse. Hafif kırık hafif havadar bir şarkıyla sizleri baş başa bırakıyorum. Ayrıca çok isteyince oluyor diyenler NERİMAN1, yok olmaz diyenler NERİMAN2 yazıp kendi nerimanını destekleyebilir.  P.s. Kar

(Bölüm-1 )

Resim
Daha 32 yaşında başarısız iki evlilik geçirmişti bile. Gerçi bir tanesi o kadar başarısız sayılmazdı. Nereden baksan yüzde kırk başarılıydı. Yine de tatile bu başarıyı kutlamak için gelmemişti. Övünmeyi sevmezdi. Öyle çok hovarda bir adam değildi. Sadece elde edemeyeceği kadınlara aşık olurdu ve onların peşini ancak elde edemeyeceği başka bir kadın için bırakırdı. Otelleri severdi. Farklı şehirlerdeki aynı evler. Temiz, düzenli, tek kullanımlık. Bir otel odasının sizi şaşırtması çok zordur. Tek gecelik kadınların da öyle. Bu yüzden burada geçireceği sürenin onu şaşırtmasını beklemiyordu. Kadınlar ile olan ilişkisi gibi, tüm insan ilişkilerinde de doğru mesafede asla duramıyordu. Aradaki bağların yarattığı kuvvetli gelgitler nedeniyle, hep olması gereken yerden ya biraz uzak ya da yakındı. İlişkileri iki şekilde işliyordu. Ya çok sıcak ve ayrıntılı, ya da buz gibi ve bulanık. Doğru yerde doğru zamanda bulunmak, doğru zamanda doğru şeyi söylemek, aynı anda aynı şeyi hissetmek ne

Olmasam?

Resim
Küçük şeylerle mutlu olan insanlar sınıfındanım. Tıpkı o insanlar kadar da küçük. Yazın mucize gibi yağan, yaprakların üzerinde yol olup, ince gri toz örtüsünde yol yol akan yağmur damlalarına da gülümserim, kışın çıplak dalları kristal açmış gibi şenlendirenlere de. Kağıttan yaptığım gemileri aklımın bir köşesinde yüzdürdüğümde de mutlu olurum, gideceğim yere 20 dakika geç götüreceğini bildiğim vapura bindiğimde de. Sonra düşünürüm, ben olmasam yüzmez mi kağıttan gemiler? Vapurlar daha mı hızlı varır gidecekleri yere? Yazın yağan yağmurlar silmez mi yine yaprakları? Kışın ağaçlar kristal açmaz mı? Yani kısaca ben, tüm bu mutluluklarda daha da küçük görünmez miyim her birine? Sorularıma cevap verdiyseniz bir sonraki bölüme geçebilirsiniz. Hepinize benden 100 (Yazıyla: Yüz)