Prag'da 4 gece nasıl olmalı!

Bu aralar yoğunum..

Yoğun derken öyle böyle değil.. Fena yoğunum.. Yorgunum da üstelik..

Hayat yordu beni gibi klişe, büyük laflar edecek değilim. Yorgunum çünkü bir şeylerin başlangıcı yorucu oluyor. Neyin başlangıcı falan, sallayın o kısmı.

Şimdi ben bu yazıyı neden yazıyorum, öyle içimden geldi. Bir de Cuma günü İsveç'e uçmuş ve bugün Türkiye'ye dönmüş olacaktım (sevdiceğimle) ama uçak biletini yaktık, yandı bitti kül oldu. Madem gezemedim göremedim, o vakit geçmişte gezip gördüklerimden yazayım dedim. Keyif alırsınız belki diye.. 

--Okuyun valla keyifli :)

Şimdi...

Genç arkadaşlarım ve 25 yaş sendromlu arkadaşlarım, bir de benim gibi 30'una çeyrek kalmış, yaşlandığını sananlar çetesi. Durum, tam olarak şöyle...

Bugün ki gezimiz Prag'a olsun... Benim en sevdiğim şehir, Çek Cumhuriyetinin güzide ili..

PRAHA - PRAG - PRAGUE

Kışın Prag

Rengimiz gri, ruh halimiz gotik, kültürümüz pagan, içimiz sıcak, montumuz kalındır Prag'da. Öyle kalın dediğime bakmayın, eğer mevsim kış ise montun kalınlığı da kar etmez, kalın bir kazak, bir de termal içlik olmalı ki içinizdeki sıcaklık buz tutmasın. 






Baharda Prag

Yok ben bu kış mevsimi çok yoğunum, üstelik vize işleri için yeterli vaktim yok, bir de kat kat giyinmek istemiyorum diyorsan, baharda yolculuk için hazırlığa başlayın. Baharda ne güzel oluyor Prag! Öyle ki; baharda Prag, gri ile turuncu rengin birbirine yakınlaştığı, tepelerinde yeşilliklerin açtığı, gündüzü sıcak, akşamı soğuk bir şehirdir. Bizim sonbahara benzer biraz. Ama güneşin samimi yüzünü görürsünüz; bahar esintisi, çiçeklerin kokusu gelir burnunuza, kuşların sesini işitirsiniz.







Yazın Prag

Anladım! Siz, bu baharda yolculuk yapacak ne zamana ne de izne sahipsiniz yahut benim gibi beş kuruşunuz yok ama ya olursa giderim derdine düştünüz. O vakit, yaz mevsimi paklar sizi.

Sıcaktır bi' kere! Dahası çok insan olur, sosyallik deseniz kıştan 3, bahardan 2 kat fazla. 

"Sevgiliniz ve/veya arkadaşlarınız tam bir yaz mevsimi düşkünü ise başka çare de yok demektir."

İstanbul'da yaz neyse, Prag'da da aynısı. Üstelik o güzelim "Karluv Most" köprüsünde bir sürü sivrisinek. 

Bilmiyorum, belkide yaz mevsimini sevmediğimden mütevellit aynı lezzeti veremedi diyordum tam... Ama o da ne! Meğer yanılmışım, o sıcak havayı silip süpüren bir meltem çıkıyor biz daha Old Town'da Astronomik Saat'i izlerken. Hava birden gri bulutlarla kaplanıyor. Binaların üzerinde güneşin turuncu rengi, hangi bulutun arasından süzülüp geliyor diye düşünmeden edemiyorum. 

Sevdiceğim bir hışımla sarılıyor, bir de korkuyor. Gri hava, gök gürültüsü, şimşekler, katedrallerin üzerindeki çirkin yaratıklar... 

Arkadaşlarımız bekliyor bizi. Hızlı adımlarla Staromestske Namesti'den Parizska sokağına doğru ilerliyoruz. Bu sokak bir zenginler sofrası. Ne ararsanız var: Hugo Boss, Louis Vuitton, Dior, Prada, Rolex, Gucci, Tagheuer aman yarabbim daha neler neler... E tabi bu markaları görünce insanın adımları daha bir hızlanıyor, hiç sevgili ile girilecek sokak mı! 

Yolun sonunda, Cechuv Most köprüsünün başında bekliyor arkadaşlarımız. Lodos saçlarımızı uçura dursun, yavaş yavaş başlıyor yağmur. Öyle güzel ki anlatamam!! 

Köprüyü geçip Letensky Profil'e doğru çıkıyoruz güzelim yeşilliklerin arasından. Oturup bir yemek yiyelim istiyoruz, bir yandan yağmur, tişört dışında bir şeyimizde yok. İzin vermiyor görevli, kapatmışlar. İçeride insanlar yemek yiyor! (F.ck_u) 

Neyse sadede gelelim. Böylesi güzel bir günü yaşamak sadece Prag'a özgüdür diye düşünüyorum.





Sonbahar'da Prag

Fotoğraf gerçek bir özet!! Muhteşem!


Eeeee Nereleri Gezelim?

Bilmem dost meclisi katılır mı ancak bence Prag'da dört gün geçirecekseniz, sıralama böyle olsun. Hayır, naçizane tavsiyem, artistlik yapmak isteyen buyursun yapsın.. :) 

Keyifli geziler!

1. gün

Muhtemelen saat 2 gibi ineceksiniz uçaktan ve önce bavulları otele yerleştireceksiniz. Yorgun da olursunuz. İlk gün biraz gezmek yerine güzel bir akşam yemeği yemek isteyebilirsiniz Staromestske Namesti'de, hem Old Town denen yer tamda burası oluyor. Astronomik saatte burada üstelik. 



-Otele yerleşme (geceliği 95 Euro - 2 kişi)








-Staromestske Namesti'de yemek
-Melantrichova sokağında akşam eğlencesi (çok hareketli olmayan bir mekan ilk gün için iyi bir tercih olur.)
-Vaclavske Namesti'de (Nam-ı değer Wenceslas Square) ki otelinize geri dönüş
-Otel'de wi-fi bağlantısı (Türkiye'de olup bitenlere bakın, bir kaç fotoğraf bile paylaşabilirsiniz)
-Eğer sevgiliniz ile gitmiş iseniz 1 şişe şarap, hemde en kalitelisinden üstelik 400 Çek Korunası (~45 TL) 
-Dostlar ile gitmişseniz Staropramen veya Pilsner Urquell bira. 6'lısı 140 Çek Korunası (~16 TL)





2. gün

Muhteşem. Dün gece saat 1'e mi geliyordu yattığınızda ama sabah saat 8'de herkes uyandı mı. Havası yaramış demek ki. Artık kahvaltıyı yapmak için çok güzel bir yer arıyorsunuz. Ancak kötü haber Avrupa genelinde kahvaltı kültürü yoktur. Üstelik ben size diğer yazarlar gibi gitmişken sabah kahvaltısında Trdelnik (Aslen Slovak'lara ait üstü şekerle kaplı, içine nutella sürebildikleri, ortası boşcana bir tatlı) yiyin demiycem. Çünkü siz nasılsa bir ara gezerken bu tatlıyı her hangi bir sokakta yiyebileceksiniz. Siz en iyisimi benim yaptığım gibi marketten Domuz Jambon, Gravyer Peynir ve yumurta alın tabi birde kahve yahut çay. Gelin kendi otel odanızdaki mutfakta bir güzel kahvaltı hazırlayın. Oh mis. 

Otel'de kahvaltı yapmamışsanız artık başınızın çaresine sokaklarda sandviç arayarak bakabilirsiniz. Yine de bilginiz olsun Melantrichova Sokağında tam orta lokasyonda, sandviç satan bir yer var. 

Saat henüz belki 10 bile değil, bu yüzden saat 12'ye kadar biraz ara sokaklarda dolaşıp şehri tanımaya çalışın.

-Saat tam 12'de Astronomik Saatin (Prazsky Orloj)önündeki şova eşlik edin. Saatin üzerindeki sembollerden birisinin Türk olduğunu unutmayın. 



-Bu anlamsız şova katıldınız ve fotoğraflar çektiniz ve artık Karluv Most'u gündüz gözüyle görmeye hazırsınız. Sol tarafta bir sokak var o yol Karlova sokağı. O yoldan gitmenizi öneririm. Bu sokak çok fazla sağa sola kıvrılıyor eğer dikkatli takip ederseniz bu sokak üzerinde bir çok güzel dükkan görebilir, sokağın ortalarında bir yerde yer alan çikolata ve şekerleme satan dükkandan abartmamak kaidesi ile bir şeyler alabilirsiniz. Bu alışveriş size gerçek bir Çek satıcısını anlatır nitelikte olacak. 

Güler yüz bir Çek vatandaşında arayacağınız son özellik olmalı. Bu şehrin insanları, yaşadıkları şehrin griliğini yüzlerinde taşıyacaktır. Aldırış etmeyin nasılsa bir Türk olarak, gülmek nedir biliyorsunuz.

-Karluv Most'un başında bulunan Tak ile bir fotoğraf çektirin. Bir de hemen sağınızda gördüğünüz Saint Francis of Assisi Church'e dışarıdan bakın. Hatta kapı önünde eğer klasik müzik konser bileti satıyorlarsa alın. Tamam konserlerde gerçekten birbirinden kötü, üstelik daha önce gerçek bir klasik müzik konserine gitmiş iseniz bu sizin gittiğiniz en kötü klasik müzik konseri olabilir. Ama bu akşam, kilisenin atmosferinde müzik dinlemek için iyi ve ucuz bir fırsat. Üstelik sıkıldığınızda çıkıp bir bira alıp Karluv Most'un kenarlarına oturarak çok eğlenceli sohbetler edebilirsiniz.

-Karluv Most'u ağır adımlar ile geçin ve her heykele dikkatlice bakın. Bu heykeller şehri size anlatan, pagan kültürüne ait bir sembol.

-Karluv Most üzerinde bulunan satıcılardan alışveriş yapın ancak ucunu kaçırmayın zira daha ucuzlarını şehir içinde bulma fırsatınız var.

-Köprüden sonra düz yürüdüğünüzde bir kilise (Kostel sv. Mikulase) daha göreceksiniz. Tavsiyem paranızı buraya girerek ziyan etmemeniz yönünde. Üstelik saatleri çok iyi kullanmamız lazım. Meydanda bulunan çeşmede bir el yüz yıkayıp rahatlayın.

-Nerudova sokağına girin ve yukarı doğru eğimli olan bu yol üzerinden bir sürü dükkan bulunuyor. Alışverişin tadını burada çıkarabilirsiniz. Üstelik ilk gün, tüm hediyeleri alarak bu yükten tamamen kurtulabilirsiniz. Yolun sonuna geldiğinizde sağa doğru giden bir yol göreceksiniz. Ancak bugünlük bu kadar yeter, kaleye yarın çıkacağız. Bu kadar yokuşu çıktık bari geri dönerken Trdelnik yiyelim ve dinlenelim.



-Geldiğimiz yoldan geri dönelim ve Old Town'da geç kalınmış öğlen yemeğimizi yiyelim. Daha sonra belki Astronomik Saatin (Prazsky Orloj) tepesine çıkarak şehrin tamamını izleriz. İşte bu çok dinlendirici ve keyifli bir an...

-İndiğinizde hem tok hemde keyifli biri olarak artık yöresel birayı içmenin vakti geldi. Hani sabah sandviç almak için bir sokağa girmiştik ya, işte tam onun karşısında bulunan birahane de yöresel filtresiz fıçı birasından isteyin. O keyif ve huzurla içtiğiniz bira umarım beni çarptığı gibi sizi de çarpmıştır. :)



-Akşam yemeği için bir yer bulun. Özel bir akşam yemeği için bugün uygun değil. Onu yarına bırakalım. Eğer vejetaryen veya et yemekten sıkıldıysanız bildiğim tek vejetaryen restoran yine aynı sokakta.

-Akşam eğlencesi için konseri tercih etmediyseniz, güzel bir club bulabilir veya striptiz club'a gidebilirsiniz.





Otele döndüğünüzde umarım sarhoş olmuşsunuzdur.

3. gün

-Bir önceki günün aynısından kahvaltı benim öncelikli tercihim

-Kahvaltınız bittiyse sokağa çıkma vakti. Karluv Most'u geçip Nerudova sokağını bitirdiğinizde merdivenleri tırmanın, yanınıza su almayı unutmayın, kalenin (Prazsky Hrad - Prague Castle) oralarda su pahalı olacaktır. Kaleye çıktığınızda sınırsız bir bilet satın alın. Biliyorum bu bilet biraz pahalı ~50 TL ancak buna değecek. Bütün gün yemek dışında bir şeye para harcamayacağınızı da düşünürsek karlı bile olabilir. Kalenin her noktasını keşfedin ve giderken kalenin içindeki birimleri ve neler bulunduğuna bakmayın. Bırakın kendinizi ve tadını çıkarın.




-Yolun sonuna geldiğinizde ve çıkış yaptığınızda Prag'ı tepeden  görme şansınız elde etmişsiniz demektir. Biliyorum çok yorgunsunuz ve bir fotoğraf çekilip sonra buradan uzaklaşacaksınız. 

-Hem aç hemde yorgun olduğumuza göre artık gerçek bir yöresel yemek şölenine hazırız demektir. O vakit tepeden aşağıya inen yolda hemen solunuzda bir yer var "Villa Richter". Enfes yemekler, yöresel tatlar, eşsiz bir manzara, modern bir tasarım ve kaliteli şaraplar. Afiyet olsun, keşke bende gelseydim sizinle. :)





-1 saatten fazladır orada dinlendiğinize göre artık kalkıp yokuş aşağı tekrar yol alabilirsiniz.

-Naçizane tavsiyem gidip otelinizde bir kaç saat kestirin çünkü bu akşam çok eğleneceğiz.

-Her nereye giderseniz pol direğinde dans eden bir striptizci görme ihtimaliniz çok yüksek. Bu durum sizi şaşırtmasın çünkü Çek kültüründe bu durum normal bir gece hayatını işaret eder. Üstelik bu eğlence mekanlarının bir çoğuna da damsız giremezsiniz. Roxy, Akropolis, Matrix, Cross Club, Vertigo, Duplex, Celcine, Mecca, Bukowski's bunlardan bazıları ama bana soruyorsanız favorim Matrix.

-Yoruldunuz. Dinlenin.

4. gün

Yine erkenden uyandınız ama vücudunuz yorgun. O zaman bugün biraz otel odanızda arkadaşlarınız veya sevgiliniz ile sohbet edin. Sabah sabah bira için ve vücudunuzdaki rahatlamayı hissedin. Hazır olduğunuzda artık modern mimari ile buluşmaya gitmeye hazırsınız demektir. 

-Yolunuz artık ara sokaklardan geçecek. Narodni sokağından ilerleyin. Ortalarda bir yerde sağınızda Lego müzesi olacak. Girin ve hem çocukluğunuzun hemde yetişkinliğinizin tadını çıkarın. O eski legoların hala orada bulunduğu ve gram usulü satıldığı yerden biraz alışveriş bile yapabilirsiniz. Yük olacağını sanmıyorum. 




-Sokağın sonuna gelmek üzere iseniz solunuza bakın tam da orada tarihi Narodni Divadlo'yu yani National Theatre'yi göreceksiniz. İçeri girin, İngilizce tiyatro var mı diye sorun. Eğer şanslıysanız ve İngilizce bir tiyatro yakaladıysanız akşam için bilet almanızı tavsiye ederim. Her ne kadar mükemmel bir tiyatro seyretmediysem bile atmosferin ve gerçek bir tiyatro binasının tadını çıkardığımı söylemeliyim. Üstelik ben bir tiyatro yerine bale bile izlemiş olabilirim :)



-Sokağın sonuna geldik. Artık sol tarafa yani Masarykovo Nabr. yönüne dönme vaktim geldi. Solunuza bakarak ilerlerseniz Gothe Enstitüsü'nü görebilirsiniz.

-Baya bir yürüyün...

-Evet işte tamda o köşede duran bina La perle de Prague yani Dancing Building. Her ne kadar "Dans Eden Ev" diye çevirseler de burası benim için bir "çingene binası". Bu bina Frank Gehry (Mimar) eseridir. Bu bina beni büyüledi umarım sizi de büyüler. Her gittiğimde muhakkak üstüne çıkar ve orada bir filtre kahve içerim. Pardon filtre kahveleri yokmuş o zaman americano.



-Kahveniz bitti, iç ve dış dekorasyona hayran kaldınız ve tepesinden ufakta olsa keyifli bir manzara izlemiş ve manzara eşliğinde fotoğraf çekilmişseniz artık buradan ayrılıp otelinize geri dönme vakti gelmiştir.

Üzücü ama bavullarınızı toplamanız gerekiyor. Yarın sabah uçağınız kalkacak ve şehir size bu kadarmış gibi gelebilir. Ancak Prag'da keşifte iken farkına varılan güzellikleri anlatmakla bitiremem.

Yazıyı bitirirken bile üzüntü içindeyim. İyi seyahatler dilerim. Umarım benim kadar bu güzel şehirden sizde etkilenir ve benim gibi defalarca gidersiniz...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kültür Sanat Kokan Twitter Hesapları