Uyantı


Salı 
Ne biçim gündür şu salı. Pazartesiden kopmuş cumaya uzak. Hoş cumanın da bi numarası yok aslında. Cumartesinin hayali mutlu eden. 


"Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir örümceğe dönüşmüş olarak buldu..."

Oysa gözlerini her sabah olduğu gibi alarmın ilk vuruşundan saniyeler önce açmış, adeta sevgilisinin uyanışını görmek isteyen bir aşık azmiyle dijital ekrana bakıyordu. 
Acı bir çığlıkla uyandı sevgili. Tuttu hemen ve yapılması gereken her şeyi ışık hızıyla yaptı. 

E onca sabahın hatrı vardı. Ya ne yapacaktı?

"Geçti" dedi yatakta doğrulurken. "Sabah oldu ve ben uyandım.Yanındayım."

Sakinleşti sonra zaman. Hatta soğuk suyu yüzünde, süzüldüğü yere kadar dirseklerinde hissettiğinde, kahve makinesinin yaydığı koku burnundan ciğerlerine yürüdüğünde adeta durmuştu zaman. Görmeyince bilmezsin ya hani. Öylesine durdu işte. 

Giyinmek için yatak odasına döndüğünde tekrar baktı saate. Bıraktığı gibi. Bıraktığı yerde. Ama değişmiş. Saat aynı saatmiş de zaman almış başını gitmiş. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kültür Sanat Kokan Twitter Hesapları

Prag'da 4 gece nasıl olmalı!