Son Hayal Kırıcı

   Bu sabah başka, kalktım erkenden çay koydum. “Çay koymak” bence içmeyeceksen dahi insanlık için büyük bir adımdır. Evi uyandırır. Bir ev uyanırsa sokak, bir sokak uyanırsa bir mahalle ve bir medeniyet ayağa kalkar. Yerel bir kelebek etkisi her yönüyle. Bunları demini bardağında almaya çalışan bir bardak çay ile beraber yazıyoruz.

   2011 yazı okuduğum bir kitap, Haşmet Babaoğlu yazmış “Haydi Kıralım Hayallerimizi”. Birazdan, yarısına kadar içilmiş kahve bardağımın yıkanmak için beni hep beklediği rafa bakacağım. Umarım oradadır, kaybetmemişimdir. Son zamanlarda değer verdiklerimi kaybetmeyi alışkanlık haline getirdim ve ne kadar can yakıcı olduğunu hayal edemezsiniz. Yeniden gözden geçirmek çok güzel olacak; insanın fikirleri gelişiyor, eminim bu defa çok farklı şeyler göreceğim, anlayacağım.

   Kitap temelde ikili ilişkiler, aşk üzerine. İnsan hayatının hayal kırıklıkları ile dolu olduğunu ve aslında bu hayallerin kırılmadan yenilerinin inşa edilemeyeceği fikri üzerine kurulu. Bu fikir beni ilk okuduğum dönem çok etkilemişti ve hayatıma önemli bir yön vermişti. Hayal kırıklığı kavramını yalnızca olumsuz bir olgu olarak değil aynı zamanda gelecek için gerekli bir adım olarak gören bu düşünce saygı uyandırıcıydı.

  Hayal, “gerçekleşmesi özlenen şey” demiş TDK. Açıktır ki hayal kırıklıkları, hayale özlem duyulmasının önüne geçmeyecektir. Buradan yola çıkarak bu defa neden tam tersi olmasın diye düşünürken buluyorum kendimi. Yani, hayallerimizi kırmasak olmaz mı? Hayal kırıklığı hayalin yolunda gerekli bir adım mı?

   Hayal kırıklığından korkar mıyız?
  
   Evet korkarız, hayal kırıklığı olumsuz bir kavram olarak kafamızda yer etmiştir ve aslını söylemek gerekirse de can sıkıcıdır. Kimse istediklerinin, emek verdiklerinin, zaman ayırdıklarının hüsranla sonuçlanacağını görmek istemez ve bundan (farkında olmasa dahi) korkar. Hayal kırıklığına uğradığınız zamanlarda zaten etrafınıza ve kendinize verdiğiniz zarar bunun bir göstergesidir. Korkan insan savunmaya geçer hatta saldırır. Kırılacağını fark ettiğimiz andan itibaren kılıcınızı çekersiniz ve engel olmaya çalışırken belki farkına varamayacağınız büyük zararlar verirsiniz.

   Peki hayal kırıklığından korkmamak mümkün mü?

   Korkmak, içgüdüsel bir davranış olduğundan böyle bir konuda bilinçli bir seçim yapabileceğimizi zannetmiyorum. Ancak kırılan hayalin yeniden bir araya getirilemeyeceğini de düşünerek hissettiğimiz bu korkunun bizi sürüklediği yer olan kırıcı, yaralayıcı davranışların önüne geçebiliriz.

   Kırılan bir hayal tekrar bir araya getirilebilir mi?

   Eğer dağıldığı parçalar hala mevcutsa ve bir arada tutabilecek inanca sahipseniz neden olmasın? Pekala yeniden bütünlük sağlayabilirsiniz. Hayaliniz bir hedefse inanç bu yolda sizi taşıyan bir araç olmalıdır.

   Tekrar bir araya getirilmiş bu hayallerimiz garanti kapsamına girer mi?

   Yani “bir daha kırılır mı?”, “kırılırsa ne olur?” diyorsunuz. Anlıyorum. Ancak başarıya ulaşmaya eskisine nazaran daha yakın olan bu hayalin maalesef daha kırılgan bir hale dönüşeceğini gelin kabul edelim. Her zamankinden daha hassas daha dikkatli olmak durumundasınız. Öyle ki eğer sizden başka kişiler de dahilse bu hayale çoğu zaman tek başınıza kalabileceğinizi bilmelisiniz.

   Hayalime, eksik parçalarıyla devam edebilir miyim, bir yanım eksik kalır mı?

   Hayal kurarken birçok şeyi varsayarız. Zaten hayali, uzun vadeli bir plandan ayıran da bu varsayımlardır. Sizin kontrol edemeyeceğiniz birçok kavram vardır, ikili bir ilişkiyse ikinci kişi buna iyi bir örnek olabilir. Size inanmayanlar olacak, çevresel faktörler olacak ve kimi zaman “kendinizi” bile bu varsayımlara örnek gösterebiliriz. Tüm bunlar zaten hayalin içinde var, ancak bunların varsayımlarınız dışında gelişmesi vazgeçmeniz için yeterli olmamalıdır. Hayalinize içinde bulunanlar olmadan devam etmek kolay değil ama inanç burada devreye giriyor. Unutmayın Wright kardeşler uçmayı hayal ettiler.

   Son olarak, yeni hayaller kurmak için hayallerimizi gerçekten kırmak zorunda mıyız?

   Hayal kırıklıkları bize dersler öğreten sonrasında daha güçlü hayaller kurmak için zemin hazırlayan kavramlardır diye düşünülür. En başta bahsettiğim, zamanında beni etkileyen fikir de buydu zaten. Ancak ya hayal kırıklığı sadece “uğradığımız” bir duraksa, hayalimize ulaşacağımız yolda yürümeye devam edebileceksek?

Düşünsenize; hayal kırıklığına sadece uğramışız, belli ki fazla kalmayacağız, aynı yola devam edeceğiz.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kültür Sanat Kokan Twitter Hesapları

Prag'da 4 gece nasıl olmalı!