Deli Dimitrinin fırınından sola dönünce çay bahçesinin tentesinin altında görünüyordu deniz.

Kim delirtmişti bu Deli Dimitri'yi? Oysa ne kadar içten bakıyordu gözleri. Ne kadar uysal. 

Sola döndü. Çay bahçesinin dalga kırana doğru koyduğu masalardan birine oturdu. Bahçe boş sayılırdı. Arka masasında oturan yaşlı adam dışında kimse yoktu. Selam vermişti adam ona. Ancak o adamın ne adını ne lakabını bilmiyordu. 

Küçük bir balıkçı köyüydü burası. Herkesin bir adı bir de mutlaka bir lakabı vardı. Kendisinin ise adı denizmiş lakabı ise melì. Kreteli ibrahimin kucağından indirmediği torunu Melì. 

Güneş batmaya hazırlanıyordu. Güneşin de bağrına kan oturur gitme vakti geldiğinde derdi annesi. Güneşin kanı denizi de boyuyordu bu köyde. 

-Çay?
-Evet büyük. 

Ne kadar çok fotoğrafı vardı bu çay bahçesinde. Annesi ölmeden önce tarihlere göre dizmişti hepsini. Belki hatırlar umuduyla. Sırayla eksilmişti masanın etrafındakiler. Önce kucaktan inip koltuğa tek başına oturmak zorunda kaldı Melì. Sonra sandalyelerden biri boşaldı. Biri daha.. Biri daha.. Ve sonra yalnız kaldı Kreteli ibrahimin Melìmou'su. Hatırlamıyordu ama canını yakıyordu manzara. Sanki bir tek deniz anlıyordu. Bir tek denizi hatırlıyordu. 

Bazı yemekler vardı, musakka mesela, hüzün veriyordu Melíye. Bisiklete binen insanlar. İncir ağaçları ve çilek. Bir de banklar. Yolda yürürken insanların gözlerinin ta dibine bakıyordu geçmişi görebilmek istercesine. 

-Çayın Deniz Abla
-Teşekkürler. 

Defterini çıkardı. Okumaktan bıkmadığı bir romandı sanki defter. Melì nin ilk gençlik yıllarına aitti. Bir çocuktan bahsediyordu defterde. Çocuğun çok iyi bildiği ama hiç tutamadığı ellerinden. Sol yanağındaki gamzesinden. Yazın tuzdan sararıp dalga dalga olmuş saçlarından. Kışın bile güneş gibi bakan kehribar gözlerinden bahsediyordu. Bir de son sayfası vardı ki defterin. Ne kadar boşsa o kadar dolu. Tek kelime. Altı harf.

Boşver.

Neden diyordu meli. Belki o zaman da demişti

Neden? Bunca yıl sonra bile bu kadar uzaktan nasıl da güzeldi diğer bütün o cümleler.

Neden?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kültür Sanat Kokan Twitter Hesapları

Prag'da 4 gece nasıl olmalı!