Pelotas

Bugün bir de anımı paylaşmak istiyorum sizlerle. 

Geçen cumartesi sabahı çok tatlı bir telefonla uyandım. En yakın arkadaşlarımdan biri beni kahve içmeye davet etti. Çok uzun süredir görmüyordum kendisini acaip mutlu oldum ve koşar adım çıktım evden. Yolda bir telefon daha geldi. Arkadaşım grip olmak üzere olduğu için bana evinde kahve yapmayı önerdi. Kabul ettim ben de. Ev lokasyon olarak cennetin sessiz bir köşesindeydi sanki. 

Acaba cocuk beni evine neden çağırmıştı?!

Ben kırmızı başlıklı kız gibi sekerek galatanın sokaklarını arşınlarken o kötü emellerini sıraya mı koyuyordu?!

Bütün bunların cevabı az sonra sizlerle!!!



 Neyse efendim bunların hiç biri olmadı. Ben her zaman olduğu gibi ne ettiysem ne çektiysem dilimden çekecektim. 

Küçük ceylan bambi gibi yokuştan aşağı kendimi bırakmışken çok tatlı bir duvar yazısı gördüm. Rengi tipografisi herbir şeysi tam benlikti. Sarı şirin harflerle kocaman "PELOTAS" yazıyordu gri duvar üzerine. 
 Zamane I phone'lusu olarak bu anı yakalamadan vsco da filtreleyip instagrama postlamadan geçemezdim. 
 Hatta bu güzel resme bakınca aklıma gelen canım pelin ablamı da etiketlemeden edemezdim. Ama öncelikle bu pelotasın ne olduğuna bakmam lazımdı. Pelin ablanın karizması nil şarkılarına konu olan cinstendi ve öyle saçma sapalak şeylerle sarsılamazdı. 
Pelotasın portekizde bi yer olduğunu görünce gönül rahatlığıyla yolladım postumu. 

Sonra ne mi oldu?!
İspanyol bir kaç arkadaşım fotoğrafın altında gülme krizleri geçirdiler. Önce anlam veremedim ama snr aklıma cin bir fikir geldi ve pelotası en başta sormam gereken kişiye "Google Translate" e sordum. 
Acı haber karşımdaydı. 


Pelotas = d.şş.k anlamına geliyordu 



Yani kısacası 
AFFET BENİ PELİN ABLA 
P. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kültür Sanat Kokan Twitter Hesapları

Prag'da 4 gece nasıl olmalı!